Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Eğitimin verimliliği için sorunlar zamanında çözülmelidir”

Memur Sen ve Eğitim

Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Mardin Şube Başkanımı Eyüp Değer, “2021-2022 Eğitim-Öğretim yılı Pandeminin gölgesinde ve tüm kademedeki sınıfların tam gün eğitimi şeklinde açılıyor. Yeni dönemde bütün eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize sağlık ve başarılar diliyoruz” dedi.

Değer, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “2021-2022 Eğitim-Öğretim yılı Pandeminin gölgesinde ve tüm kademedeki sınıfların tam gün eğitimi şeklinde açılıyor. Yeni dönemde bütün eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize sağlık ve başarılar diliyoruz. Eğitimin, sorunları üzerinden değil, sorumluluk sahibi kişilerin çözüme yönelik attığı adımlar üzerinden değerlendirilmesini temenni ediyoruz.

Eğitim çalışanlarına aşı ve PCR testi dayatılmamalıdır

Okulların açılmasının salgınla mücadele sürecinde başarılı olunmasına, salgınla mücadelenin ise aşılama, mesafe kuralları, sosyal izolasyon, maske vb. tedbirlerin toplum ve fertler nezdinde yerine getirilmesine bağlı olduğuna şüphe yoktur. Ancak salgınla mücadele sürecindeki diğer bütün faktörlerin göz ardı edilerek okulların açılmasının, eğitim çalışanlarının aşılanmasına veya PCR testi zorunluluğuna indirgenmesinin kabulü mümkün değildir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün, toplumda vaka sayıları artıyor olsa dahi fiziksel mesafe, maske, el hijyeni ve havalandırma gibi önlemlerin yaş dönemlerine uygun bir şekilde uygulanmasıyla okulların açık kalmasının sağlanabileceği yönündeki tespiti ortadadır. Buna rağmen haftada iki defa PCR testi zorunluluğu getirmek gibi fiilen yürütülmesi neredeyse imkânsız, psikolojik baskı boyutuna varacak, aşılanmayı bireysel bir tercih olmaktan çıkarıp zorunlu bir tercih hâline getirecek her türden zorlamanın, okulların açık tutulması amacına hizmet etmekten uzak olduğu bilinmelidir. Hukuki dayanaktan yoksun, hatalı ve yanlış olan, eğitim çalışanlarına PCR testi zorunluluğu kararı yeniden ele alınmalı; eğitim kamu hizmetinin yürütülmesini zora koşacak, eğitim çalışanlarının moral, motivasyon ve çalışma azmine zarar verecek, kurum içi çalışma barışını bozacak bu hatadan bir an evvel dönülmelidir.

Eğitim çalışanlarının yeni döneme güçlü motivasyonla, moralli başlaması sağlanmalı ve teşvik dışı uygulamalardan kaçınılmalıdır.

6 Eylül itibariyle öğrenci ve öğretmenler okula kavuşuyor. Peki okullarımız gerçekten eğitim öğretime hazır mı?

1- Pandemi şartlarından dolayı, hijyen ortamın en üst düzeyde olmasını gerektiren bu süreçte okullarımızda yeterli Yardımcı Hizmetli elemanı var mı? TYP (Toplum Yararına Programlar) kapsamında okullarda görevlendirilecek elemanlar neden hep, okulların en çok ihtiyaç duyduğu dönemde göreve başlatılmaz? Temizlik elaman eksikliğinin olduğu okullarımızı kimler hangi zor şartlarda hazır hale getirmektedir?

Okullar eğitim-öğretime hazırlanması sürecinde yardımcı olması gereken elemanlar her dönem okulların açılmasından sonra alımlara başlanması ve okullara geç verilmesinin gerekçesi ne?

2- Okulların eğitim-öğretime hazırlanması için önceden planlanan ve okulların kapanması ile başlatılan okul bakım-onarım ve tadilat işleri,  ilimizde maalesef bu dönemde bir türlü yapılmadı. 2 ay boyunca okulların kapalı olduğu süreçte çatı, kapı onarımları, boya- badana ihtiyaçları vs. tadilatlar şimdiye kadar neden yapılmadı? Eğitim- Öğretim döneminin başladığı süreçte yapılacak tadilatlar, hem çocuklarımızın can güvenliğini ve hem de eğitim öğretimi aksatmayacak mı? Bu konuda oluşacak mağduriyetlerin telafisi mümkün olabilecek mi?

İlimizin Derslik İhtiyacı Giderilmelidir

İlimiz derslik açığı yıllarca kapanmayan bir yara. Bu açığın kapanması ve okullarımızın normal eğitime geçirilmesi için bakanlığın rutin olarak illere sunduğu okul yapım ödenekleri dışında pozitif bir ayrım yaparak biran önce fiziki alt yapının tamamlanmasını sağlayıp,  eğitime yoğunlaştıracak bir olanak sağlanmalıdır.

Bu yıl eğitim-öğretime açılması hedeflenen, yapımları devam eden ve bitme aşamasında olan okullarımız, pandemi şartları da göz önünde bulundurularak biran önce bitirilmesi, sınıf başına düşen öğrenci mevcutlarını rahatlatacaktı. Bu okulların biran önce açılması için neden gerekli hızlandırma çalışmaları yapılmadı?  Bu konuda birçok okulumuz sınıf mevcutları 40-50 sayılarına dayandı. Milli Eğitimdeki yetkililer, okul ve sınıf mevcutlarını rahatlatacak adımları neden zamanında atmıyor, hızlandırması noktasında çalışmalar ağır aksak ilerliyor.

Ücretli öğretmenlikle emek sömürüsünden vazgeçilmeli, ihtiyaç kadrolu öğretmenlerle karşılanmalıdır

 

İlimiz öğretmen sirkülasyonun en çok yaşandığı illerden biri. Bu yılda ilimizden birçok öğretmen tayin isteyip ayrıldı. Yeni atamalarda ilimize ayrılan öğretmen kontenjanlarına rağmen, öğretmen açığımız kapanmayacaktır.  Buna bağlı olarak öğrencilerimiz her dönem farklı öğretmenlerle eğitime devam etmek durumunda kalmaktadır. Bu öğrencilerimizin hem okula adaptasyonunda ve hem de eğitim öğretim hayatına olumsuz yansıyor.

Öğretmen açığımız,  Ücretli öğretmen alımları ile giderilmeye çalışılıyor. Ücretli öğretmenlerimiz, yanı başındaki meslektaşı gibi aynı eğitim fakültesinden mezun olmasına rağmen, aynı formasyon eğitimi almış olmasına rağmen maalesef asgari ücretin altında ek ders ücretiyle çalışmak durumunda kalıyor. Bu durum Doğu illerinde öğretmen ihtiyacının hangi boyutlarda olduğunu gösteriyor. Bu duruma son verecek ve öğretmen ihtiyacını giderecek ek bir öğretmen atama ihtiyacı gerçeğini bir kez daha gösteriyor. Yetkililerden biran önce öğretmen açığını palyatif çözümler yerine, öğretmen ihtiyacının en çok olduğu bölge illerimizde kalıcı çözümler üretmesini bekliyoruz.

Memur, hizmetli ve diğer çalışanların mali ve sosyal hakları iyileştirilmelidir

Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların da eğitim öğretim hizmetinin aksamadan en etkin şekilde yürütülmesi için emek sarf ettiği gerçeği unutulmamalıdır.

Eğitim kurumlarında çalışan personelin haftalık 40 saati aşan çalışmalarının karşılığı fazla çalışma ücreti ödenmesi ya da personel yetersizliği gerekçesine sığınılmadan fazla çalışma karşılığı izin hakkından faydalanmalarının sağlanması yönünde düzenleme yapılmalıdır.

Memur ve hizmetliler başta olmak üzere, eğitim çalışanlarına yönelik görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları belli bir takvim dâhilinde periyodik olarak gerçekleştirilmelidir.

Okulların ödenek ihtiyacı karşılanmalı, okul esaslı bütçeleme uygulaması getirilmelidir

İlköğretim kurumlarının Bakanlık’tan ya da mahalli idarelerden doğrudan ödenek alamamaları; okul yönetimlerini kamu kaynakları ve bu kaynakları harekete geçirme mekanizmalarının yetersiz kalmasıyla karşı karşıya getirmektedir. Buna ilaveten okul yönetimlerinin bir yandan okullara bağış konusunda sürekli olarak kamuoyu ve idare baskısı altında ve soruşturma tehdidi karşısında bırakılması, diğer yandan zorunlu cari harcamalar için kaynak bulma yükümlülüğüne sokulması, hem eğitim-öğretime zarar verip bu sorunu okullar arası başarı farklılığının bir unsuru hâline dönüştürmekte hem okul yöneticilerine yönelik hukuksuz, haksız ve adaletsiz uygulamalara ve mağduriyetlere kapı aralamakta hem de yönetici/öğretmen ile öğrenci velilerini karşı karşıya getirerek okul iklimini ve okul-veli iş birliğini zehirlemektedir. Okulların kendi kullanımlarına sunulmuş herhangi bir ödenekleri olmadığı dikkate alındığında, zorunluluk arz eden mal ve hizmet alımlarının ne şekilde karşılanacağı sorunu halen izaha muhtaç olup çözüm beklemektedir. Bu nedenle, okul bazlı ödenek tahsisi yapılmalı, personel dışı cari harcamaların yönetilmesi için ödeneklerin doğrudan okul idareleri tarafından kullanılması sağlanmalıdır.

Okullarımız yukarıda saydığımız eksikliklere rağmen Eğitim-Öğretime hazırlaması için üstün gayret sarf eden Okul yöneticilerimize, yardımcı hizmetli personellerimize, tüm kademelerdeki eğitim çalışanlarımıza ve öğretmenlerimize Eğitim Bir-Sen ailesi adına teşekkür ediyoruz.

Her şeye rağmen sınıfların çocuk seslerine kavuştuğunu duymak ve yeniden okul koridorlarında koşmalarını görmek büyük bir mutluluk. Bunun için ter akıtan, emek veren, katkı sunan herkese teşekkür ediyor, haydi BİSMİLLAH diyoruz.”

Tümbet güncel giriş.