Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Osmanlı saraylarını süsleyen sedef sanatını yaşatmaya çalışıyor

Mardinli Zekeriya Güler, Osmanlı’da

Mardinli Zekeriya Güler, Osmanlı’da Fatih Sultan Mehmet ve 2. Abdülhamid Han başta olmak üzere birçok padişahın uğraş verdiği ve sarayları süsleyen “sedef kakma” sanatını yaşatmaya çalışıyor.

Türkiye’de yok olmaya yüz tutmuş sanatlardan birisi de Padişah mesleği olarak da bilinen “sedef kakma” sanatıdır. Osmanlı Dönemi’nde birçok padişahın uğraş verdiği sanat, bugün sadece birkaç ilde yaşatılmaya çalışılıyor.

Mardin’deki tek ustası Zekeriya Güler, unutulmaya yüz tutmuş sedef kakma sanatını yaşatabilmek için asıl mesleği olan imamlıktan emekliye ayrıldı. Kentte, son sedef kakma ustası olarak çalışmalarına devam eden sedefkâr usta, son 15 yıldır bu işle ilgileniyor.

Güler, Mardin Halk Eğitim Merkezi, Mardin Olgunlaşma Enstitüsü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulunda dersler vererek, sanatı yaşatmak için yeni ustalar yetiştiriyor.

‘ÇOCUKLARIMLA BERABER MESLEĞİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ’

Sedef kakma sanatının dünyadaki en eski sanatlardan biri olduğunu söyleyen Güler, şöyle konuştu:

“Sedef Kakma sanatı, Osmanlı’nın bir dönem rövanşta olduğu sanatlardan bir tanesidir. Şu an unutulmaya yüz tutan sanatlardandır. Türkiye’de sadece birkaç usta kalmış. Gaziantep, Şanlıurfa, Batman, Hatay ve Mardin’de birkaç ustamız vardır. Biz de Mardin’de çocuklarımla beraber bu mesleği yaşatmaya çalışıyoruz. Çok güzel bir sanattır, ecdat sanatıdır, bunu yaşatmak, gün yüzüne çıkartmak hem ecdada karşı bir görevimizdir hem de bizden sonraki nesile karşı bir sorumluluktur. Sanatlar bir günde ortaya çıkan iş dalları değildir. Bu yüzden mutlaka sahip çıkılması lazımdır.”

‘SELÇUKLU MOTİFLERİNİ İŞLİYORUZ’

“Sedef Kakma sanatını, değişik kurumlarda dersler vererek yeni ustalar yetiştirmeye çalışıyoruz.” diyen Güler, “Mardin Halk Eğitim Merkezi, Mardin Olgunlaşma Enstitüsü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulunda dersler vererek sanatı yaşatmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ceviz ağacı üzerine yaptığımız çizimlerin ardından genelde geometrik Selçuklu motiflerini işliyoruz. Çizimin ardından ince keskiyle kazıyoruz, kazdığımız yerlere tunç telleri geçiriyoruz. Daha sonra tutkallayıp bir gün bekletiyoruz. Sedef koyacağımız yerleri oyuyoruz, sedefleri de yapıştırdıktan sonra kezzaplanıp ateşle yakılıyor. Sonra zeytinyağı sürülüyor ve en son cila ile temizleniyor. Sedef kakma sanatının 14-15 aşaması var.” dedi.

‘SEDEF VE TELKÂRİ AYNI TAHTA ÜZERİNE İŞLENEBİLEN GÜZEL SANATLARIMIZDIR’

Sedef Kakma sanatının köklü bir geçmişe sahip olduğunu aktaran Güler, “Sultanlarımızdan Abdülhamit Han, Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan, bizim bildiğimiz sedefkâr ustalardandır. Top Kapı Sarayı’nda, Selâtin camilerinde bunun en güzel örnekleri var, halen bu eserler sergileniyor. Camilerin giriş kapıları, pencereleri, minberlerde, mihraplarda, vaaz kürsülerinde, Kur’an-ı Kerim rahlesinde, kılıçlarda yani ağacın olduğu her şeyde sedef işlenmiş, işlenebiliyor. Güzel süsleme sanatıdır. Hem sedef hem de telkâri aynı tahta üzerine işlenebilen güzel sanatımızdır.” ifadelerini kullandı.

‘SAHİP ÇIKILSIN’

Sanata sahip çıkarak gelecek nesillere aktarılarak yaşatabilme adına ellerinden gelen çabayı gösterdiğini belirten Güler, yetkililerin de sanata destek vermesi gerektiğini anlattı. Güler, “Bu bizim ecdat sanatımızdır, yani mirasımızdır. Biz bunu yaşatmazsak, yeni ustalara ve çıraklara öğretmezsek heba olup yok olacak, yazık olacak. Bunun olmaması adına Mardin’de çocuklarımla beraber çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.

SEDEF KAKMA SANATI NEDİR?

Sedef; istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert maddedir. Sedefin ahşap malzemeye açılan oymalara yerleştirilmesi işine sedef kakma sanatı denir. Sedef kakma; sedefçilik, sedef işleme veya sedefkâri olarak adlandırılmaktadır. Sedef kakma yapan ustaya ise sedefkâr denilmektedir.

NEREDE KULLANILIR?

Anadolu’da Selçuklular sedefi kullanmışlar, ancak sedef işçiliği, 17-18. yüzyılda Osmanlı’da en parlak dönemini yaşamıştır. Kur’an muhafazası, rahle, masa, koltuk, sehpa gibi mobilyalar; silah kabzası, nalın, körük, tütün tabakası, kahve takımı ve benzeri gibi çok çeşitli gündelik üründe sedef kullanılmıştır.

NASIL YAPILIR?

Sedef kakma sanatı, genellikle oyma ve kakma teknikleriyle yapılır; hammadde olarak ceviz ağacı, gümüş tel, sarı pirinç, tel kadife ve sedef kullanılır. İşlenecek yüzeye çizilen motifin kenarına keski adı verilen çelik uçla bir kanal açılır. Bu kanala tel yatırılır ve çekiç kullanılarak yüzeye gömülür. Keski ile çizilen motifin içi oyulur ve motifin şekline uygun olarak kesilen sedef kakılır. Sedef yerleştirilmiş parça zımpara ile silinerek cilalanır.