Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Iraklı vatandaşları katleden zanlıların ifadeleri ortaya çıktı, bir birini suçladılar

Mardin’de, Irak plakalı cipe

Mardin’de, Irak plakalı cipe düzenlenen ve 5 kişinin öldürüldüğü saldırıyla ilgili adliye sevk edilerek tutuklanan zanlıların ifadeleri ortaya çıktı.

Mardin’in Artuklu ilçesinde seyir halindeki cipe düzenlenen, Irak uyruklu 5 kişinin hayatını kaybettiği silahlı saldırıya ilişkin gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 5 şüpheliden Faris Akseven, Abdullah Kaplan ve Murat Yiğit, ‘Gece vakti yağma’, ‘Bir suçu gizlemek, başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ ve ‘Birden fazla kişi tarafından silahla yağma’, Ç.B. ise ‘Suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme’ suçlarından tutuklandı. M.Ş. ise adli kontrolle serbest bırakıldı.

SİLAHI VE MERMİLERİ OLAY GÜNÜ FARİS AKSEVEN’E BEN TESLİM ETTİM

Tutuklanan 4 zanlıdan Abdullah Kaplan, hakimlikte verdiği ifadesinde, Faris Akseven ile Irak’tan geldiğinde olayın olduğu gün bir arkadaşının evinde buluştuklarını ileri sürdü.

Abdullah Kaplan ifadesinde, şunları kaydetti:

“Faris Akseven ve benim borçlarımız vardı. Irak’tan gelenleri soymaya karar verdik. Aracın şoförlüğünü yaptım. Rastgele siyah bir aracı takip ettik. Faris Akseven camı indirerek, tekerleğin patlak olduğunu işaret etti. Maktüllerin bulunduğu araç durdu. Silahı ve mermileri olay günü Faris Akseven’e ben teslim ettim. Araçta beklerken silah sesleri geldi. Dikiz aynasından baktığımda yerde yatan birini gördüm. Faris Akseven bir çanta ve elbiseleri aldı. Kimsenin üstüne ve eşyasına dokunmadım. Yerde yatan iki erkeğe ait cesetleri yol kenarına çektim. Önce Kızıltepe’ye sonra Mardin’e daha sonra da Midyat üzerinden Nusaybin’e geldik. Nusaybin’de arkadaşın evine gittim, silah bende duruyordu, Faris yolda bana vermişti, evde kız arkadaşım da vardı, kız arkadaşım kendime bir şey yapmamam için silahı benden zorla aldı. Sabah eve giderken ailem arayarak, ‘baskın olduğunu’ söylediler. Daha sonra yakalandık.” diye konuştu.

DERİN DEVLETÇİ OLDUKLARINI SÖYLÜYORLARDI

Faris Akseven ise ifadesinde Abdullah Kaplan’ın kendisini başka kişiler aracılığıyla sürekli tehdit ettiğini ve bugüne kadar tehditle 400 bin lira para gönderdiğini ileri sürdü.

Abdullah Kaplan’ın, Nusaybin’de iki defa tüp patlattığını ve kendi evinde de tüp patlatacağı yönünde tehdit ettiğini öne süren Faris Akseven şöyle konuştu:

“Benim Abdullah Kaplan ile birlikte herhangi bir borcum yoktur, bu Abdullah Kaplan beni Tolga, Mehmet ve Uğur adında kişiler aracılığı ile tehdit etti. Yaklaşık 400 bin lira para gönderdim. Bankalarda dekontlar mevcuttur. Nusaybin’de iki defa tüp patlamıştı, benim evimde de tüp patlayacağına dair tehdit ediyordu. Derin devletçi olduklarını söylüyorlardı. Bu mesajlar Abdullah Kaplan’ın GSM numarası üzerinden Whatsaptan geliyordu. Oğlumun bulunduğu yerin konumunu atıyordu. Çocuklarıma zarar gelmemesi için tehditler ediyorlardı. Ben de para göndermek zorunda kalıyordum, Abdullah Kaplan’ın bana borcu varsa ispatlasın, olaydan bir gün önce Türkiye’ye geldim. Ertesi sabah bana Tolga isimli şahıs tarafından Abdullah Kaplan’ın Whatsappı üzerinden bir mesaj geldi. Iraklı birini soyacaksınız şeklinde mesaj gelmişti, A.K. telefonundan bana gönderilmişti, Abdullah Kaplan’a sorduğumda aynı mesajın kendisine de geldiğini söyledi. En az iki tane leş göreceğim yazıyordu. Daha sonra yine bana mesaj geldi çocuk bekliyor deniliyordu. Saat akşam 21.30 civarında Abdullah Kaplan’ın bulunduğu düğün salonunun oraya gittim. Geldiğinde silah vardı, silahı bana verdi, dedi ben kızı bırakıp geri geleceğim, geldiğinde tekrardan silahı kendisine verdim. Barış Parkına bıraktım. 10 dakikalık işim var dedi. Geldiğinden bir kutu mermi vardı, daha sonra Aydın Tesislerinin orada beyaz bir araba vardı, arabanın peşine takıldık. Sonra yolda kaybedince geri döndük, maktullerin bulunduğu siyah cipi Abdullah gösterdi, illa siyah cipi soymamız gerektiğini söyledi, daha sonra siyah cip çıkınca Abdullah da peşlerinden çıktı. Abdullah bana araca işaret etmem gerektiğini söyledi. Ben de işaret ettim,  araç durdu. Şoför indi, ben de şoförün yanına gittim. Daha sonra Abdullah geldi, önce şoföre sıktı, sonra sağ taraftan bir el içeri ateş etti. Öbür taraflara dolandı, ben de o korkuyla panikledim. Bana çantayı almamı söyledi, ben de çantayı aldım, arka koltuğa binmemi söyledi. Kendisi de cesetleri aradı, sonra bana elbiseleri yolun kenarına atmamı söyledi. Sonra bir köyün içinde çantayı atmamı söyledi. Köyün ismini bilmiyorum, içlerinden sadece 300 TL çıktı, onu da Abdullah aldı. Ben bir şey almadım. Kızıltepe, Mardin, Midyat ve tekrar Nusaybin’de gittik. Saat: 02.30’da beni demiryolların oraya bıraktı, silah Abdullah’taydı, olaydan sonra koltuğun altındaki yere bırakmamı istedi, ben de isteği doğrultusunda oraya bıraktım. Başka da ellemedim.” dedi.